Perşembe, Nisan 17, 2025
Köşe YazısıManşet

Pardayan – VURUN ÖĞRENCİYE.!

Haberi Paylaşmak İçin

Pardayan – VURUN ÖĞRENCİYE.!

Sermed ÇINAR

 

Sene 1989, arkadaşımla İspanya’da Madrid kentinin ana caddelerinden birinde yürüyoruz. Kaldırımda üç hırpani yere bağdaş kurmuşlar, ekmek yiyorlar, şarap içiyorlar, ekmeği de şaraba banarak yiyorlar. Alkolün tesiriyle, bizim gibi yoldan geçenlere laf atıyor, küfür ediyor ve el kol hareketleri yapıyorlar. Hemen beş metre kadar mesafede 3 polis de ellerini göğsüne kavuşturmuş, gözlerini serserilerden ayırmadan öylece bakıyor. Bu arada polise de aynı şekilde muamele gösteriyorlar.

Arkadaşımla oraya çakılı kalıp, aramızda, bizde böylesi bir sahne olsaydı ne olurdu diye konuşmaya başladık. 1989 yılında polisimize böylesi bir davranışta herhalde copunu çeker serserilere yönelir, serseriler de şarap şişesini kapar, bir arbede yaşanır gibisinden kendimizce anlık bir senaryo yazıp, gülüşmüştük.

Sonrasında ne mi oldu? Biz de zaten merak edip bekledik. Bir müddet sonra serseriler polisin sert bakışı ve sakin oluşundan etkilenmiş olmalılar ki, kalkıp yürümeye başladılar yine gelip geçene laf atarak ve arada dönüp aynısını İspanyol polisine yaparak. Hırpaniler önde, arkasında polisler ve en arkada biz yürüdük, yürüdük, ta ki bir yol çatına gelene kadar. Kavşakta hırpaninin biri sağa, biri sola, biri de direkt sakin bir şekilde kendi yoluna ayrıldı ve bir vukuat başlamadan bitmiş oldu.

Sene 1974-75’li yıllar, benim de yüksek öğrenime başladığım ve sağcı-solcu öğrenci çatışmalarının en yoğun olduğu senelerde, pek çok öğrenci gibi ben de izinsiz yürüyüşlere katılmış, elde pankartlar, protestocu söylemlerle yürümüştüm. Polisimizin bize böylesi bir davranıştan dolayı dayak attığını veya yakalayıp emniyete götürdüğünü hatırlamıyorum.

Sene 2025, televizyonlardan hayretle izliyorum. Bir avuç öğrenciyi polisimiz, biber gazı sıkıp, copları ile dövüyor, dahası tomalarla tazyikli su sıkıyor. Hemen düşünüyorum, öğrenci hareketleri tüm dünyada oluyor, polise taşlı sopalı, molotof kokteylli saldıran öğrencilere bizden daha acımasız davranıyorlar, ama bu çocukların elleri boş. Böylesi olayları daha uygun, olaysız, bir şekilde çözüme kavuşturmanın yöntemleri olmalıdır diye düşünüyorum; bu gençlerin yarınımızı emanet bırakacağımız ülkemizin kalkınmasında en önemli rolü üstlenecek, beyin takımı olduğunu unutmamamız gerektiğini düşünüyorum ve üzülüyorum. Biraz daha düşününce Avrupa Birliği ülkelerinden İngiltere aklıma geliyor. İngiliz polis teşkilatı kurulduğundan günümüze silah taşımıyor, gerek duymuyorlar çünkü, sadece copu var, bunun anlamını halkın polise, polisin halka saygısına bağlıyorum, medeniyete bağlıyorum.

Hukuk devletinde, protestoya hoşgörü vardır, yasalar, silahlı eyleme dönüştürülmediği sürece, halkın sözlü protestosuna, onların neden rahatsız olduklarını dile getirmelerini, bundan çıkarılacak kıssadan hisselere hükümetlerin kulak vermesini için vardır.

Çok daha gerilere gidiyorum, biz erkek çocukları babalarımızdan dayak yiyerek büyüdük, mahallede bir kızı sevdik, ağabeyinden dayak yedik, askere gittik komutan dövdü, öğrenci hareketlerinde birbirimizi dövdük, velhasıl benim jenerasyonum erkekleri dayağa alışık büyüdü, hiç de iyi olmadı; yapmayalım beyler, bu gençler bizim gençlerimiz, ülkemizin geleceği.

Hoş kalın, esen kalın.


Haberi Paylaşmak İçin

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir