Perşembe, Mart 13, 2025
Köşe YazısıManşet

Pardayan – TRAJİKOMİK BİR ERDEK HİKAYESİ -2-

Haberi Paylaşmak İçin

Pardayan – TRAJİKOMİK BİR ERDEK HİKAYESİ -2-

Sermed ÇINAR

 

Kahramanımız Ocaklar’da yaşıyor ve Erdek’te mütavazı bir kitap satış dükkanı var. Bizim jenerasyonun kitap okumak gibi bir alışkanlığının oluşturulduğu bir dönemde, satışlar oldukça iyi, geçimi sağlıyor. Okuma alışkanlığının bizim dönemimiz gençliği dışında günden güne azaldığını esefle görüyoruz. Erdek’te yılların kitapçısı sonunda yeterli iş olmadığı gerekçesiyle dükkanı kapattı. Bunun yerini sosyal görsel medya hızla aldı ve herkesi esir etti.

Herneyse, 18 Eylül geldi ve kitabın sonu geldi. Ev baskınları sol içerikli kitap sahiplerinin tutuklanmaları ve ne zaman salıverileceğine dair belirsizlik, herkesi korkuttu. İnsanlar kitaplarından kurtulmaya başladılar. Kahramanımız dükkanı kapatıp sermayesi olan kitaplarını Ocaklar’daki baba evine taşıdı. Babasına bunlardan kurtulmasını söyledi. Yaşlı baba eşeğine iki zeytin küfesine kitapları doldurup, üzerine gübre ile kapladı. Sokağa çıkma yasağı var ve askerler babayı çevirdi, o da zeytine gübre atacağım ifadesiyle geçiş iznini aldı.

Baba, zeytinlikte büyük bir çukur kazar ve küfeleri çukura devirir. Kitaplardan birisi çukurun dışına düşer, baba kitabın ‘Ana’ adlı kitap olduğunu gördünde, ‘yazık bu kitap bunlara yanlış karışmış’ deyip, alıp, göğsüne sokar, eve döner.

‘Ana’ adlı kitap, Rus yazar Maksim Gorkinin bir eseridir, okuyanlar bilir, kominizmi anlatabilecek en iyi kitaplardan biridir. Kahramanımızın, kitapçı olması, tanınması sıfatıyla evi aranır ve ‘Ana’ kitabından dolayı tutuklanır.

Daha bu komedi bölümünün ilk safhası. Yatar çıkar. Geçmiş olsun. Kitapçı kahramanımız, bazı müdavimi, çokça kitap alan müşterilerine arada bir, adet üzere, sevgili falanca dostuma, arkadaşıma ifadesiyle hediye kitap verip, tarih atıp, adını yazararak imzalamıştır.

Kendisi gibi sol içerikli kitaplarından kurtulmak isteyen bir müdavimi, sandalıyla Erdek sularında açılarak, kitaplarını denize atar. Ertesi günü lodos eseceği tutar ve kitaplar sahile vurur. Asker kitapları sahilden toplar ve hediye bir kitapta alanın ve satanın isimlerine ulaşınca, bu sefer kahramanımız ve kitapların sahibi tutuklanır.

Yine yattık çıktık. Geçmiş olsun. Kahramanımız, çıktığında kitapları her ne kadar deniz suyundan zarar görmüş olsa da, cezasını çekmiş olduğu için kitapları geri almak için başvurur ama bir netice alamaz.

Geldiğimiz nokta, trajikomik, bu dönemleri yaşayanlar bilir, bizler geçiş döneminin çok şey

görmüş gençliğiyiz. Bunlar bizim jenerasyonumuzu çok olgunlaştırdı, hayatı özümlememizi sağladı. Sıkıntılar çektik ama kazanımlarımız hep onların üstünde oldu.

Hoş kalın, esen kalın.


Haberi Paylaşmak İçin

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir