PARDAYAN – FUTBOLUMUZUN GELDİĞİ NOKTA
PARDAYAN – FUTBOLUMUZUN GELDİĞİ NOKTA
SERMED ÇINAR
Dayılarım ben çocukken Ankara’da, elimden tutup beni, o zamalar bedava olan 2. Lig futbol maçlarına götürürlerdi. Hacettepe, İstanbul Spor, Ankara Gücü, Gençler Birliği ve adını hatırlayamadığım pek çok takımı izleme şansım oldu. Gençler Birliği’nin kornerden gol atan Zeyneli, Anakara Gücünün kalecisi Köylü’yü, adını şu an anımsayamadığım, o dönemin pek çok bilinen genç futbolcularını izleme şansım oldu.
Daha top toplayıcılar icat edilmemiş ve maç tek top ile oynanıyordu; nerden biliyorum, bir maçta top patladı, yenisinin getirtilmesi zaman almıştı. Sahalarda daha çimen uygulamasına geçilmemiş, toprak zeminde oynanıyordu. Takımların tek tip forması vardı, seyirciye forma hediye etme şansları da yoktu.
Nostalji ! Evet eskiye özlem ama özlemim, yoklukla oynanan futbola değil, amatör ruhla oynanan futbola. Devran döndü, futbolun geldiği nokta azımsanamayacak kadar görkemli, Evlerimizde bacağımızı uzatıp, keyifle izler duruma geldik. Hatırlayın dünya kupalarını bile sezon sonu sinema filmlerine koşturarak izlerdik.
Elbette profesyonellik olacak, amatör ruha veda edilecek, bu da devrin bir gereği. Profesyonellikle büyük paraların döndüğü, dış transferlerin yapıldığı bir döneme ulaşıldı. Bundan futbolcular kadar futbol federasyonu da sebeplendi. Büyük stadyumlardan gelen bilet paraları, futbol müsabakalarının satıldığı televizyon kanallarından gelen paralar, reklamlardan gelen paralar; paralar da paralar, federasyon aldı yürüdü. Yürüsün ya kulum da, bu iş artık bir sektör oldu ve seyrettiğimiz maçlardan eskisi gibi keyif alamaz, hatta asabımız bozulur bir duruma geldik.
Sektörün en tepesinde, futbol federasyonu var. Geliri olduğu sürece, yeni tesisiler yapacak, yeni uygulamalara para harcayacak; bunu için stadları dolması lazım. Seyirciyi bu stadlara nasıl çekeriz ? Futbol takımları son maçlara kadar bir yarış içerisinde olsun ki seyirci gelsin, bir takım ipini koparmış, diğerlerine fark atarak şampiyonluğa koşuyor, Olmaz ! diğer takımların seyircisi stadyuma artık gelmez, gelir düşer. Bu işin piyonları, bahtsız hakemler, federasyonun elemanları, onların gelirleri bile federasyondan karşılanıyor, takımların at başı koşuya devam etmeleri için ellerinden geleni yapmak zorundalar. Heyhat! küfürü de, dayağı da onlar yiyor.
Gelinen nokta, çağın gereği, amatörlüğün çoktan bittiği, futbolun bir sektör olduğu, buradan, televizyon kanallarına, yorumculara, eski hakemlerden pozisyon tespitine kadar pek çok kişinin ekmek kapısı olması.
Ben lüks içinde ama stres içinde maç izlemek istemiyorum, seyirciyi sahalara çekmek için daha
farklı yöntemler uygulanabilir, Avrupa maçlarını izleyin onlar bunu başarmış, stadları hep dolu.
Hoş Kalın.