EMPERYALİZMİN SEVR’i… KUVAYİ MİLLİYE’NİN LOZAN’ı…
EMPERYALİZMİN SEVR’i… KUVAYİ MİLLİYE’NİN LOZAN’ı…
Av. Namık HAVUTÇA
24,25,26. Dönem CHP
BALIKESİR MİLLETVEKİLİ
Sevr’i Yüz yıl önce yırttık attık ,Eksen Lozan’dır
Türkiye en zayıf, en güçsüz olduğu kurtuluş ve kuruluş yıllarında bile Emperyalist İşgali yıkarak, “Üniter Ulus Devlet”in temellerini atmış, bu SEVR paçavrasını yırtıp atarak ATATÜRK Cumhuriyet‘i LOZAN’da tescil edilmiştir. Saflar nettir.. Emperyalizmin SEVR’i, Kuvayi Milliye’nin LOZAN’ı.
Türkiyede PKK’nın silah bırakması, Terörsüz Türkiye hedefi, barış ve kardeşlik içinde birlikte farklılıklara saygı duyarak eşit bir şekilde yaşamak herkesin ortak arzusudur. Bazıları tırnak içinde ama barış için terörsüz Türkiye için bu kavramların arkasına saklanarak emperyalizmin ajandasında hep bulunan SEVR’i hortlatmanın hayalini kuruyor.
Şiddetin ve terörün sona ermesini sağlayacak her adım desteklemelidir. Ancak Cumhuriyet’i demokrasi ile taçlandıracağız diyerek Anayasa’nın 100 yıl önce sağlam temellere oturtulmuş ilkelerinin sarsılması pazarlık konusu olamaz.
Bugünkü rejime giden anayasa değişikliklerinde refendumların o zamanın “yetmez ama evet”çileri, “Türkiye derin devlet ile hesaplaşıyor” diyerek Ergenekon, Balyoz diye uyduruk iddia ve delillerle Kahraman ordumuzun subaylarını tasfiye edildiği süreçlerde medya ayağında bu kurguların tetikçileri, sözüm ona nöbetçi açılımcı ve Sevr sevdalıları boş durmuyor tabi. Neymiş efendim barış gelmeliymiş, anayasada Türk vatandaşlığı değişmeliymiş vs. Bunlara Halk TV’de bile sanki muteber ve matahmışlar gibi yer verilmesi de Sevr’cilerin oyunlarının ne büyük olduğunu gösteriyor. Yetmez ama evetçi tayfa yemezler artık sizin kim olduğunuzu artık herkes biliyor ve sizi tanıyor.
Demokrasi, “özgürlüğü yok etme” özgürlüğü değildir. Demokrasi, toplumda barış‘ı güvence altına almak için uzlaşma ve denge zeminidir. Atatürk, Anadolu coğrafyasında kültürel ve tarihsel değerler üzerinden Türkiye toplumunu bir değişim ve yenileşme ile gelişim sürecine taşıyan büyük bir düşünür ve eşsiz bir yeniden yapılanmanın mimarıdır. Çöken Osmanlı Devleti’nin yerine, Türkiye insanının katılımını ve bireysel inisiyatifini harekete geçirerek yepyeni bir Siyasal ve sosyal yapılanmayı yeni bir yaşam biçimini hayata geçirmeyi amaçlamıştır.
Bu açıdan Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş ilkeleri yeniden yapılanma ve değişim atılımlarına bakılınca Atatürk’ün dehası çarpıcı bir hal almaktadır. Cumhuriyet, Türkiye’nin hangi evrelerden geçerek, ne tür bir düşünsel birikimin üzerinde kurgulandığı sorusunu ve Türkiye’nin gelecekteki ana eksenini oluşturmaktadır. Bu ana Eksen Ulus Devlete dayanan, Laik Demokratik Cumhuriyettir. Buradan bir milim bile geri adım atılamaz. 13.03.2025