Pazar, Kasım 24, 2024
ErdekManşetYerel

Dr. Kadir Dadan’la Erdek Tanıkları: Mazhar Sevim Röportajı -9-

Haberi Paylaşmak İçin

Dr. Kadir Dadan’la Erdek Tanıkları:
Mazhar Sevim Röportajı -9-

Bölüm 5: Geleceğe Bakış – Birbirinize
sıkı sıkıya sarılın ve asla ayrılmayın

Erdek’in geleceğini nasıl görüyorsunuz?
Erdek, çok güzel, yaşanacak bir yer, çok şahane bir bölge. Bana göre kıymeti biçilemeyecek derecede. Suyuyla, havasıyla, deniziyle, meyvesiyle, balığıyla, insanların iyi niyetiyle, dışarıdan gelenlere gösterilen sevgisiyle. Cennet gibi bir yerdi, hala öyle ancak bazı eksiklikler var. Sağdan soldan gelen haydutlar nedeniyle biraz huzuru kaçmış durumda. Bahçelerdeki soygunlar, evlerdeki soygunlar, bunlar Erdek halkını rahatsız ediyor. Şimdi bir gün evde oturuyoruz, ben bu odadayım, oğlum yan odada. Bir telefon çaldı mutfakta. Oğlum fırladı baktı iki tane Roman çocuğu. Balkondan atlamışlar içeri. Burası ikinci kat, nasıl çıktılar, nasıl kaçtılar anlamazsın. Komşuya anlattım, o da dedi ki “ah be abicim, bizim gündüz vakti evin demir kapısını söküp götürmeye kalktıklar”. Bugün Erdek’te en büyük huzur kaçıran şey bu hırsızlık. Benim Erdek’in dışında bir bahçem var, içinde küçük bir ev. Bahçe malzemeleri, kazmalar, çapa makinesi, Kafkasya’dan gelenlerden kalma küskü vardı. Su saati dahil, demir aksam olarak ne varsa alıp götürmüşler. Eve gelen elektirik hattını bile sökmüşler. Bunların hepsini, gittik emniyete haber verdik. Bir hırsızı da gören komşu bildirdi, yakaladık Polise götürdük. Polisin dediği şu, “biz bunları yakalayıp Balıkesir’e götürüyoruz. Muayene ediyorlar, kayıt ediyorlar, tekrar gönderiyorlar, bir şey çıkmıyor” dedi. Bizim polisin eline müdahale edilmesin, tekeden süt çıkarır. Ama ne hikmetse hırsıza değil polise “dur” diyorlar, kim diyor, niye diyor bilmiyorum. Polis göreve çıkmaktan gına getirdi. Hayatını riske atarak bunların peşinden koşuyor, ama netice sıfırda kalıyor.
Bizden sonraki nesiller umarım Erdek’in kıymetini bilir. Biz kulubelerde büyüdük, bak sen nerede büyüyorsun? Allah’ın bir hikmetidir, bunların kıymetini bilin. Erdek’in gençleri bu sorunlara eğilmeleri lazım. Kemalpaşa’dan, Çan’dan, Karacabey’den gelen bir takım Romanlar var. Bunlar Erdek’in rahatını bozuyor. Bundan Erdek’e daha önceden yerleşmiş ve iş, güç tutmuş Romanlar da rahatsız, onlar da şikayetçi. “Başkası yapıyor, fatura bize kesiliyor, işimizden gücümüzden oluyoruz” diyorlar. Yapana ceza uygulamadığında, herkes cezalandırılıyor.

Komşuluk ilişkileri üzerine düşünceleriniz nedir?
Şimdi biz nasıl yetiştik? Komşumuz hastalanırsa, koşar yenına gideriz, sorarız “Paran var mı? İhtiyacın var mı?”. Kış olur, yaşlı kadın dışarı çıkamaz. Evde su yok o zaman. Komşular suyunu getiririz, alışverişini yaparız. Eksiği gediği varsa yardım ederiz. Şimdi bu yardımlaşma bittiği gibi, o yardımlaşma yapılacak yerde soygun başladı. Özellikle ihtiyarların evine girip ne varsa götürüyorlar.
Özellikle biz Çerkesler sınıf da ayırmayız. Yerli olmuş, Roman olmuş, Pomak olmuş, Boşnak olmuş, Giritli olmuş. eğer ihtiyacı varsa koşulur, ne gerekiyorsa yaparız, ederiz. Biz babalarımızdan dedelerimizden böyle gördük. Hasta kadın, yürüyemiyorsa, sırtına alır götürürsün. Şimdi bunlar bitti, soygun devri başladı. Ama nereye kadar gider, nerede biter, Allah bilir.
Bir büyük olarak Erdek gençliğinden ricam Erdek’e sahip çıksınlar, konu komşularına sahip çıksınlar.Yapabileceği yardımı esirgemesin. Sela verildi mi, gençler eline kazmayı küreği alır, başta Nihat Gülen, bilhassa Alaattin mahallesi ise mezar kazmaya giderdi. Görevi değil, Allah rızası için.
Ramazan gelir, toplanırlar. Bir akşam bizim evde, bir gün öteki evde. börekler açılır, yufkalar açılır, hamurlar pişer, birlikte yenilir, içilir. Bende kazan var, sende düğün var. Alırsın, işini görür, yıkar temizler getirirsin. Hayır olur, aşure günü olur, aynı. Dayanışma ama, tatlı, güleryüzlü, iyi niyetli. Mutluluk veren, hayat veren. Şimdi bunları kaybettik. Herkes tek başına hareket ediyor.

 


Haberi Paylaşmak İçin

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir